İnsanoğlu ilk dönemlerinden bu yana, olağanüstü bir şekilde, bulunduğu bölgelerden çıkarak göç etme yoluna başvurmuştur. İlk olarak Afrika’nın batısında, Etiyopya bölgesinde ortaya çıktığı düşünülen Homo Sapiens, 80 bin yıl kadar önce ünlü Afrika’dan Çıkış adı verilen bir göç serüveni ile tüm dünyaya yayılmıştır. 40 bin yıl önce Avustralya ve Sibirya’ya varan insan türü, sonraki dönemlerde de merak duygusu ve yiyecek bulma motivasyonu ile göç etmeye ve yeni yerler keşfetmeye devam etmiş, Amerika kıtasına geçmiş ve hayvanları evcilleştirerek tarım devrimini gerçekleştirebilmiştir.
İnsanın doğasında yer alan bir özellik olan merak duygusu, doğayı sevme ve keşfetme arzusu, tarihin her döneminde kendini göstermiş ve insanlığın yaptığı yeni icatlarla farklı yönlerde ilerlemiştir. Atın evcilleştirilmesi (yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişi vardır) bu anlamda bir dönüm noktasıdır. Zira, atın evcilleştirilmesiyle insanlar ilk defa bir insanın koşma hızından daha yüksek bir hızla hareket etme özgürlüğüne kavuşmuş ve dahası atlara araba çektirmek suretiyle insanoğluna taşıma ve nakliye yapma imkanları sağlamıştır. Modern dönemde içten yanmalı motorlar ve buhar makinesi icat edilene kadar insanoğlu bir binek olarak atın hızıyla sınırlı kalmıştır. Tarihte ilk karavanlar da tahmin edileceği üzere atlar tarafından çekilen arabalar şeklinde ortaya çıkmıştır.
İlk Karavan Nasıl İcat Edilmiştir?
Modern döneme gelene kadar atlarla çekilen ve insanların içinde barınabileceği türden ilkel karavanlar birçok kültürde ortaya çıkmıştır. Bu tip araçlar seyahat etmek, tatil yapmak ya da içinde bir yaşam sürmek gibi amaçlarla kullanılmamıştır. Bu ilk ilkel atlı araçlar daha çok mal taşımak suretiyle ticaret yapmak ya da bir yerden bir yere göç ederken yolda kullanılmak amacıyla tasarlanmıştır.
Ancak modern dönem öncesi karavan yaşamını hayat biçimlerinin bir parçası haline getirmiş ve geçimlerini bu araçlarla gezmek suretiyle sağlayan Çingeneleri de bu noktada anmak gerekir. Çingene toplulukları yerleşim birimleri arasında tekerlekli evleri ile gezerek, insanları eğlendirmek ve müzik yapmak yoluyla hayatlarını sürdürüyorlardı. Atların çektiği bu araçlar oldukça renkli bir görünüme sahipti. Çingenelerin karavanları aynı zamanda bu toplulukların kültürel bir simgesine dönüşmüştü.
19. yüzyıla kadar göçebe Çingene topluluklar tekerlekli araçları içinde yaşamak yerine halen çadırlarda kalmayı yeğliyorlardı. Sonraki dönemde ise araçlarını portatif evlere dönüştürdüler ve içlerinde yaşamaya da başladılar. Bu araçlar yaşadıkları dönemde “Çingene karavanı” adıyla anılmıştır. Günümüzde hala İngilizce sözcüklerde karavan kelimesinin yerine Çingene karavanı (gypsy caravan) kavramı da kullanılmaktadır.
Modern Karavanların Gelişimi
Bugünkü amaçlarına uygun şekilde kullanılan ilk karavan ise İngiltere’de ortaya çıkmıştır. 19. yüzyıl İngiltere’si modern dönemde insanların gündelik hayatının bir parçası haline gelecek birçok yeni icadın doğduğu yer olarak ön plana çıkmıştır. İlk "lüks karavan" da 1885 yılında Dr. William Gordon Stables tarafından İngiltere’de geliştirilmiştir. Maun ve akçaağaç ağacından inşa edilen bu tekerlekli evin adı The Wanderer (Gezici) idi. Uzunluğu 5.5 metre olan bu araç, Berkshire'dan İskoçya'daki Inverness'e ilk yolculuğu sırasında içinde bir kitaplık, bir dolap ve bir piyanoyu taşımayı başarabilmişti. The Wanderer günümüzde tekerlekli evlerin gördüğü işlevleri gerçekleştirmeye dönük yapılmış ilk araçtı. Ancak onun döneminde hala arabalar tarafından çekilen bir model ortaya çıkmamıştı.
Elbette The Wanderer o günlerin koşullarında oldukça pahalıydı ve yalnızca güç yetirebilen zenginlere hitap ediyordu. Bu nedenle ilk karavan kulübü 1901’de İngiliz burjuvazisi içinden elit bir kesim tarafından kuruldu. William Gordon Stables bu kulübün de başkanlığını yürütmüştü. Sosyete arasında bir kulüp faaliyeti olarak karavancılığın ortaya çıkışı, zaman içerisinde bir yaşam biçimine dönüşecek bu araçlar ile seyahat etme ve tatil yapma fikirlerinin de şekillendiği bir zemin yaratmıştır.
İlk defa pazarlama amacıyla piyasaya sürülen ve motorlu arabalar tarafından çekilen tekerlekli evler için ise 1. Dünya Savaşı sonrasını beklemek gerekecekti. The Eccles adı verilen bu ilk arabalı tekerlekli ev, İngiltere’de Eccles fabrikasında üretildikten sonra ABD’de karavan kültürünün yayılmasında da oldukça etkili olmuştur. Ancak Eccles modelleri de oldukça pahalıydı ve lüks tüketim grubuna hitap ediyordu. Yine de bu model, arabanın çektiği modellerin öncüsü olmuş ve yaygınlaşmasının yolunu açmıştır.
1930’lu yıllardan sonra ise orta sınıfın da bütçesine uygun fiyatlardan satılmaya başlanan tekerlekli evler, farklı tasarımlar, farklı büyüklükler ve farklı çekiş seçenekleriyle piyasaya sürülmeye başlandı. 1937 yılında imal edilen Car Cruiser modeli, aerodinamik açıdan karavan tasarımında büyük yenilikler getirmiştir. Ayrıca döneminin birçok modelinden daha hafif olması ve yollarda daha rahat ilerlemesi yönüyle de ön plana çıkmıştır.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya ekonomisinde yaşanan gelişme ve özellikle Avrupa ve ABD’de üretimin artması tekerlekli evler için de seri üretime geçme ve daha geniş toplum kesimlerine yayılma dönemi olmuştur. 1946 yılında Ecless firması National Caravan adı verilen modelini büyük miktarlarda ve çok daha ucuz fiyatlara mal ederek piyasaya sürmüştür.
1947 yılında Sam Alper adında bir asker 2. Dünya Savaşı’ndan döndükten sonra kardeşi Henry Alper ile birlikte Alperson Products adında bir şirket kurarak karavan üretimine başlamıştır. Bu şirketin ürettiği The Sprite Caravan adı verilen model National Caravan’dan daha ucuzdu. Sam Alper bu model ile bütün Avrupa’yı gezmiş ve yanında karavan hayatı hakkında yazı yazan bir gazeteciyi de götürmüştür.
Sprite modeli bu gelişmelerle birlikte 1950’lerin sonunda başlayarak 1960’lı yıllarda süren karavan kültürünün adeta bir patlama yapması ve popülerleşmesinin de öncüsü olmuştur. Sonrasında Sam Alper ilk karavan üreticisi olan Eccles firmasını da satın alarak bünyesine katmıştır.
Sonraki dönemde kapitalist piyasada rekabet içerisinde birçok firma farklı özelliklere sahip tekerlekli evler üretmiş ve bu modellerini; seyahat etmek, ucuz tatil fırsatı, gezerek yaşamak gibi sloganlarla pazarlamışlardır. 1948’de Streamlite Rover, 1958’de Cheltenham Sable, 1969’da Ace Caravans, 1973’te ABI Monza, 1979’da Astral Cameo, 1989’da Swift Corniche ve 1996’da Bailey Ranger çekme karavanların en ünlü temsilcileri olarak yollarda yerini almıştır.
Günümüzde ise her ihtiyaca uygun, birçok farklı detayın düşünüldüğü modeller ile bu araçlar, lüks tüketim malzemesi olmaktan çıkmış, seyahat ve tatil yapmak için farklı bir deneyim yaşamanın en gözde yollarından biri haline dönüşmüştür. Otomobil teknolojisinin gelişimine paralel olarak ev konforunu aratmayacak tarzda çekme ve camper modellerin yanı sıra lüks segment için de birçok farklı model üretilmiştir. Bunca çok çeşit arasından ise yaşadığınız bölgeye, ailenizin büyüklüğüne ve bir karavan tatili ya da seyahatinden beklentinize göre özelleştirilmiş bir araç sahibi olmanız, birçok açıdan karavan keyfinizi artıracaktır.